Gözetim Tebliği ve Vergi İadesi

Gözetim Tebliği Nedir?

İthalatta uygulanacak gözetim ve korunma önlemleri Türk mevzuatında 03/02/1995 tarih ve 1995/6525 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla onaylanan Dünya Ticaret Örgütü Kuruluş Anlaşması’nın ekinde yer alan ve bu anlaşmanın ayrılmaz parçasını teşkil eden Korunma Tedbirleri Anlaşması ile yerini almıştır. Buna göre gözetim tebliği, yerli üreticilerin talebine istinaden veya Ticaret Bakanlığınca resen çıkarılan bir uygulama olup; belli bir malın ithalatının o malın yerli üreticileri ile ülke ekonomisi üzerinde olumsuz sonuçlar doğurup doğurmadığının tespitini sağlamaktadır.

Gözetim tebliği uygulaması herhangi bir koruma tedbiri değildir. Yani tebliğe konu edilen eşyanın ithali esnasında herhangi bir kısıtlama, vergi oranında artış, eşik kıymet belirlenmesi veya ek mali yükümlülük uygulaması söz konusu olmamaktadır. Sadece bir malın ithalatında, yerli üreticilerin zarar görmesine sebebiyet verebilecek miktarda artış olup olmadığının belirlenebilmesi için o malın ithal seyrinin izlenmesi amaçlanmakta ve bu amacın gerçekleştirilebilmesi için o malın ithalatında İthalat Genel Müdürlüğünce düzenlenen bir gözetim belgesi ibrazı zorunluluğu getirilmektedir.

Gözetim Belgesi Nedir?

Gözetim belgesi, gözetim tebliğine konu olan eşyanın ithalinin yapılması durumunda; beyan edilen gümrük kıymetinin gözetim tebliğinde belirtilen kıymetten düşük olması halinde Gümrük Müdürlüğü’ne ibrazı zorunlu olan belge türüdür. Yani eşya gözetim tebliğinde belirtilen kıymetten daha düşük bir kıymette ithal edilmek isteniliyorsa; gözetim belgesinin ibraz edilmesi gerekecektir.

Gözetim Belgesi Nasıl Alınır?

Gözetim belgesi, Ticaret Bakanlığı’ndan alınmaktadır. Gözetim tebliğine konu olan her bir eşya için alınacak gözetim belgesi, gözetim tebliğinin ekinde yer alan belgelerle birlikte Ticaret Bakanlığı’na başvurulması akabinde alınmaktadır.

Ticaret Bakanlığınca çıkarılan gözetim tebliğlerinde her ne kadar gözetim belgesinin nasıl alınabileceği düzenlenmiş ve gerekli evraklara tebliğlerin ekinde yer verilmişse de uygulamada mükellefler gözetim belgesi almakta zorlanmaktadır. Özellikle kimi başvuruların uzunca bir süre sonuçlandırılmaması sebebiyle mükellefler zarara uğradığından artık mükellefler gözetim belgesi başvurusunu birtakım istisnalar haricinde hiç yapmamaktadırlar. Bu durumda mükellefler hiçbir kusurları bulunmamasına rağmen eşyanın kıymetini gözetim tebliğinde belirtilen kıymete yükselterek ithalat yapmakta ve gözetim belgesini ibraz etme zorunluluğunu bertaraf etmektedir. Ancak bu durumda da mükellefler kanunen ödemeleri gereken vergiden daha yüksek miktarlarda vergi ödemek zorunda kalmaktadır.

Gözetim Tebliği ve Vergi İadesi

Gözetim tebliği sebebiyle vergi iadesi son yıllarda giderek yaygınlaşan bir uygulama haline gelmiştir. Şöyle ki; mükellefler gözetim tebliğine konu olan eşyanın ithalini ilgili gözetim tebliğinde belirtilen kıymetten daha düşük bir kıymette yapmayı istemeleri halinde Gümrük Müdürlüğü’ne gözetim belgesini ibraz etmeleri gerekmektedir. Ancak uygulamada gözetim belgesi Ticaret Bakanlığı’ndan alınamamaktadır. Bu sebeple mükellefler ithalini yapmak istedikleri eşyanın kıymetini gözetim tebliğinde belirtilen kıymete yükselterek eşyanın ithalini gözetim belgesini ibraz etmeden gerçekleştirmektedir. Eşyanın kıymetinin mükellef tarafından yükseltilmesi halinde de gümrük idaresi eşyanın vergilendirmesini eşyanın satış bedeli üzerinden değil, gözetim tebliğinde belirtilen kıymet üzerinden yapmaktadır. Yani mükelleflerin eşyanın satış bedeli üzerinden hesaplanan vergiyi ödemesi gerekirken haksız bir şekilde gözetim tebliğinde belirtilen kıymet üzerinden hesaplanan vergiyi ödemek zorunda kalmaktadır.

Bilindiği üzere eşyanın gümrük kıymeti Gümrük Kanunu’nun 24. Maddesi uyarınca; eşyanın satış bedelidir. Yani ithale konu eşyanın vergilendirmesi eşyanın satış bedeli üzerinden yapılmalıdır. Ancak uygulamada gümrük idaresi vergilendirmeyi eşyanın satış bedeli üzerinden değil; kıymet yükseltilmesi sebebiyle eşyanın konu olduğu gözetim tebliğinde belirtilen kıymet üzerinden yapmaktadır. Yani mükellefler kanunen ödememeleri gereken bir vergiyi ödemek zorunda kalmaktadır. Gümrük Kanunu’nun 211. Maddesi; kanunen ödenmemesi gereken vergilen iadesini düzenlemiştir. Buna göre; ödenmemeleri gereken gümrük vergilerinin, gerekli başvuruların usulüne uygun olarak yapılması halinde mükellefe iade edilmesi gerekir.

Mükellefler bu bilgiler ışığında eşyanın satış bedeli ile gözetim tebliğinde belirtilen kıymet arasındaki farka tahakkuk ettirilen vergileri iade alabilmektedir.

Gözetim Tebliği Sebebiyle Vergi İadesi Nasıl Alınır?

Gözetim tebliği sebebiyle vergi iadesinin alınabilmesi için ilk olarak vergilerin ödenmiş olduğu gümrük idaresine geri verme başvurusunda bulunulmalıdır. Bu başvurular gümrük idarelerince 60 gün içerisinde sonuçlanmakta ve genellikle reddedilmektedir. Bu red kararına karşı gümrük idaresinin bağlı olduğu gümrük ve dış ticaret bölge müdürlüğüne itiraz edilmelidir. Yapılan itirazın bölge müdürlüğünce reddedilmesi akabinde de ilgili vergi mahkemesinde dava açılarak vergi iadesinin talep edilmesi gerekir.

Konuyla ilgili olarak değinilmesinde fayda gördüğümüz birkaç husus bulunmaktadır. Öncelikle yapılacak başvuruların, itirazların ve açılacak davaların takibi titizce ve planlı bir şekilde yapılmalıdır. Zira her bir başvurunun süresi içerisinde yapılmaması halinde talepleriniz usulden reddedilecektir. Aynı zamanda; vergi iadesini talep etmiş olduğunuz serbest dolaşıma giriş beyannamesinin tescil tarihi de burada önem taşımaktadır. Çünkü gözetim tebliği sebebiyle vergi iadesinin talebi hak düşürücü sürelere bağlanmıştır. Sürelere uyulmaması halinde talebinizde her ne kadar haklı olsanız da davanız usulden reddedilecektir.

Hukuk büromuz, gözetim tebliğinden kaynaklanan davalara, vergi iadelerine, gerekli başvuru ve itirazlara bakmakta ve her bir süreci sonuçlandırmaktadır.

Av. BARAN KARABOĞA

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir